Hayatımın En Mutlu Anı

Fatma Nur Kaptanoğlu
1 min readMar 29, 2021

--

Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi’ndeki ilk cümlesini içimden tekrar ediyorum:

“Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum.”

Hayatımın en mutlu anını yaşadığımı -ki hatırı sayılır mutluluklarım oldu- ve bir daha asla o kadar mutlu olmayacağımı düşündükçe gerçek mutluluklarıma hak ettikleri değeri vermediğimi, sırf hayatımın en mutlu anı olacağını bilmediğimden yaşadığım o üstün körü heyecanları özleyebileceğimi fark ediyorum. Bir yandan da bunların hiçbiri önemli olmayabilir çünkü belki de hayatımın en mutlu anını henüz yaşamadım. Orhan Pamuk’un pişmanlığında mı olacağımı yoksa yaşamadığım en mutlu anların tadını mı çıkacağımı sadece gelecekte anlayabilirim. O da alzheimer olmazsam.

Bir öğleden sonra güneşi bilgisayarımın üzerinde düşüyor, kırık. İçeriden bilgisayar tuşlarının sesi geliyor, biraz telaşlı. Yıllar sonra ilk kez eski mutlu günlerimden birini yaşıyormuş gibi hissediyorum, nitekim yaşıyorum da. Hayatımın en mutlu anını henüz yaşamadığım ihtimali küçücük filizleniyor içimde. Kahvemden bir yudum alıyorum, güneş beş dakika içinde kaybolacak, klavye seslerinin ritmi düşüyor, kesik bir kıkırdama çarpıyor kulağıma, mutlaka ortak tanıdığımız biri komik bir şeyler anlatıyor.

İstanbul’da yaşamanın en güzel yanı bana kendim olma izni vermesi. Bu izni ben veriyorum aslında ama şehirleri bilirkişi yapmak vazgeçemediğim bir huyum işte: “O şehirde bu yapılmaz, bu şehir buna uygun değil, bu şehirde istediğini yaparsın, şu ülke eminim çok daha iyi olurdu.”

Gerçek özgürlüğün kilometrelere bağlı olmadığını anlamam tam bugünlere denk düşüyor.

Bugünler, hep bir şeylere denk düşüyor.

--

--

Fatma Nur Kaptanoğlu

Yazar / Ateşten Atlamak (2021) / Homologlar Evi (2019), Kaplumbağaların Ölümü (2017) / Creative Director